Hekim ve Sağlık Sistemi
Sağlık
17.01.2025 - 00:36, Güncelleme:
17.01.2025 - 00:36
Hekim ve Sağlık Sistemi
Kişiler 1. basamakta muayene olmadan 2. basamağa gidememelidir. Politika olarak aile hekimlerine hasta sevketmeyin, ederseniz paranızdan keserim demekle belli garanti hasta sayısı üzerinden şehir hastaneleriyle anlaşma yapmak tam bir tezattır.
TRAKYA 2000 - Ülkemizde hekim olmak için 6 yıllık tıp eğitimi almak gereklidir. Bu eğitimi tamamlayanlar pratisyen hekim ünvanı alırlar. Daha sonra sınavla girilen branş uzmanlıklarında 4-5 yıl eğitim aldıktan sonra uzman hekim olunur.
Yani toparlarsak uzman hekim olmak için 12 yıllık temel eğitim sonrası 6 yıl tıp eğitimi ve 5 yıl uzmanlık eğitimi ile toplam 23 yıllık eğitim gereklidir. Bir başka deyişle 6 yaşında ilk okula başlayan bir kişi en erken 29 yaşında uzman doktor olabilmektedir.
Ülkemizde sağlık sistemi üç basamaklıdır.
⦁ Basamak: Aile hekimleri ve toplum sağlığı merkezleri (eski sağlık ocakları bu görevleri yapardı).
⦁ Basamak: Devlet hastaneleri ve özel hastaneler
⦁ Basamak: Eğitim kurumları bulunan hastaneler
1.basamak sağlık hizmetleri iyi bir şekilde düzenlenmezse doğaldır ki; temeli bozuk bina gibi sistemde sağlıklı olmaz.
20 seneden beri devam eden aile hekimliğine bakılınca sistemin doğru çalışmadığı gözlenmektedir. Burada önemli olan faktörlerin başında aile hekimlerinin bu konu hakkında yeterli eğitimi almamaları gelmektedir. Aile hekimliklerini birer ticarethane gibi değerlendirilip hasta sayısına göre ücretlendirmeye girmek ayrı bir handikaptır. Nasıl ki cemaati az diye bir imama az maaş vermiyorsak ya da tüm parayı imama verip müezinini sen tut masrafları sen yap kârınıda et demiyorsak aile hekimlerinide bu sistemden kurtarmak gerekir.
Bağlı hasta sayısına bakılmaksızın eğer gerekiyorsa hasta memnuniyetine bakılıp ücretlendirme anlamlı olabilir.
Burada şunu özellikle belirtmek isterim bu kapsamda sağlık ocaklarını yani sosyalizasyon sistemini yeniden gözden geçirmek anlamlı olacaktır.
Sağlıkta önemli ve ucuz olan hastalıkları tedavi etmek değil insanların hasta olmasını engellemektir. Yani koruyucu hekimliktir. Sağlık ocaklarıda bu hizmeti uzun yıllar hakkıyla yerine getirmişlerdir.
Kişiler 1. basamakta muayene olmadan 2. basamağa gidememelidir. Politika olarak aile hekimlerine hasta sevketmeyin, ederseniz paranızdan keserim demekle belli garanti hasta sayısı üzerinden şehir hastaneleriyle anlaşma yapmak tam bir tezattır. Kural aile hekimlerinin baktığı hasta sayısını arttırmak ikinci basamakta bakılan hasta sayısını azaltmak olmalıdır. Sağlıkta tasarruf yapılacaksa bu aile hekimlerinin gelirinden değilde şehir hastanelerine verilen garanti ücretlerden olmalıdır.
2.basamak sağlık hizmetlerine gelince bunlarda önemli sorun yeterli ve kaliteli uzman hekim bulamamaktır. Ancal zorunlu hizmetle bu hastaneye gelen genç arkadaşlar fazla suya sabuna dokunmadan sürelerini doldurmak ve istediği başka yere yerleşmekle uğraşmaktadırlar. Performans sistemi son derece yararsız bir sistemdir.Hekimi sadece baktığı hasta sayısı üzerinden ücretlendirirseniz sağlık hizmetlerinde kalite kalmaz. Hastane başhekimleride kurum başarılarını baktıkları hasta sayısı üzerinden değerlendirir. Kalite daima devre dışı kalır. Bu kapsamda özel hastanelerde hastaların parasını kapmak için oluşturulmuş kurumlar değilde parası olan daha konforlu ve daha kaliteli hizmet veren kurumlar olarak görülmelidir. Hükümetler özel hastaneleri mutlaka denetlemeli ama sırf vatandaşa şirin görünmek için kötüleme yapan popülist yaklaşıma yönelmemelidir.
3. basamak hizmetleri eğitim hastanelerini kapsar. Bunlar üniversiteler ve şehir hastaneleridir. Üniversiteler hasta bakmakla birlikte aynı zamanda doktor ve uzman doktor yetiştiren kurumlardır. Bu kurumlarda hasta memnuniyeti kadar yetiştirilen kişilerin memnuniyetide önemlidir.
Üniversitedeki bir hoca devlet hastanesinde çalışan bir arkadaşından düşük ücret yada aynı ücreti alıyorsa yaptığı işi sorgular.Özel sektöre geçip daha çok para kazanma isteğini düşünür. Sağlık politikaları bunu önlemek için bazı önlemler aldılarsada bunlar yeterli değildir. Hastalar bir şekilde bu hocalara ulaşabilir ama bu hocalar eğitim fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu nedenle eğitim kurumlarındaki hocalar mutlaka ekonomik yönden desteklenmelidir. Ayrıca her İle bir eğitim hastanesi açmak iyi gibi görünse de yeterli ve yetkin hoca olmaması nedeniyle kalitesiz hekimlerin yetişmesine neden olabilir. Bunu ortadan kaldırmak için okul bittikten sonra merkezi bir yeterlilik sınavı gerekebilir. Yoksa insan sağlığı gibi önemli bir sorunu yetkin olmayan ellere bırakıp geri dönülmez sonuçlara ulaşabiliriz. Özellikle pandemi sonrası Tıp Fakültesi öğrencilerinin ileri derecede pratik eğitim eksikliği gözlenmektedir. Bu konuda iyi değerlendirilip mesleki yaşama başlayan hekimin her yönden yeterli olması sağlanmalıdır.
Bir diğer eğitim hastaneleride Şehir Hastaneleridir. Bu hastaneler tıp eğitimi vermemekte tıpta uzmanlık eğitimi vermektedirler.
2016 yılında kurulan şehir hastanelerinin 9 yıllık tarihi mevcuttur.
Sağlık hizmetlerini metalaştırıp yap-işlet-devret anlayışıyla özel sektöre sunulan şehir hastanelerinin tarihi iyice incelenmelidir.
Gerek devlet, gerek üniversiteler, gerek sağlık çalışanları ve gerek halk tarafından artıları ve eksileri iyice değerlendirilip düzenlemeler yapılıp yollarına devam etmelidirler. Bu şirketlere garanti hasta sayısı verilmesi ve hastaları bu hastanelere yönlendirme politikaları mutlaka değiştirilmelidir. Şehir hastanelerine hasta temini için Üniversite Hastanelerine kısıtlamalar getirilmesi asla düşünülmemelidir.
Çok büyük ölçekli şehir hastanelerinin yönetim sorunu, merkezden uzak olmaları nedeniyle ulaşım sorunu gibi önemli sorunları vardır.
Bitirmeden söyleyeceğim öneriler ise şunlardır.
İlaç tüketimini azaltma yolları bulunmalıdır.
Her türlü tıbbi cihaz, ilaç ve malzeme üretimine geçilmelidir.
Ülke için katkısı nedeniyle sağlık turizmi yapan kuruluşlar denetlenmeli ve desteklenmelidir.
Son olarak meslektaşlarım olan hekimlerin sorunlarını sıralamak isterim.
-Çok fazla hasta bakmak zorunda kalmaları
-Performans gibi adil olmayan bir sistem kurallarına göre ücretlendirilmeleri
-Bu ücretlendirmelerin emekliliklerine yansımaması
-İş güvenliğinin olmaması
-Zorunlu hizmetlerin olması
En önemli sorun ise hekimlerin tüm haklarını savunacak olan gerçek anlamda grev-toplu sözleşme haklarına sahip olan sendikalarının olmamasıdır.
Dr. Tayyar S. TAVŞANOĞLU - Özel Keşan Hastanesi
Kişiler 1. basamakta muayene olmadan 2. basamağa gidememelidir. Politika olarak aile hekimlerine hasta sevketmeyin, ederseniz paranızdan keserim demekle belli garanti hasta sayısı üzerinden şehir hastaneleriyle anlaşma yapmak tam bir tezattır.
TRAKYA 2000 - Ülkemizde hekim olmak için 6 yıllık tıp eğitimi almak gereklidir. Bu eğitimi tamamlayanlar pratisyen hekim ünvanı alırlar. Daha sonra sınavla girilen branş uzmanlıklarında 4-5 yıl eğitim aldıktan sonra uzman hekim olunur.
Yani toparlarsak uzman hekim olmak için 12 yıllık temel eğitim sonrası 6 yıl tıp eğitimi ve 5 yıl uzmanlık eğitimi ile toplam 23 yıllık eğitim gereklidir. Bir başka deyişle 6 yaşında ilk okula başlayan bir kişi en erken 29 yaşında uzman doktor olabilmektedir.
Ülkemizde sağlık sistemi üç basamaklıdır.
⦁ Basamak: Aile hekimleri ve toplum sağlığı merkezleri (eski sağlık ocakları bu görevleri yapardı).
⦁ Basamak: Devlet hastaneleri ve özel hastaneler
⦁ Basamak: Eğitim kurumları bulunan hastaneler
1.basamak sağlık hizmetleri iyi bir şekilde düzenlenmezse doğaldır ki; temeli bozuk bina gibi sistemde sağlıklı olmaz.
20 seneden beri devam eden aile hekimliğine bakılınca sistemin doğru çalışmadığı gözlenmektedir. Burada önemli olan faktörlerin başında aile hekimlerinin bu konu hakkında yeterli eğitimi almamaları gelmektedir. Aile hekimliklerini birer ticarethane gibi değerlendirilip hasta sayısına göre ücretlendirmeye girmek ayrı bir handikaptır. Nasıl ki cemaati az diye bir imama az maaş vermiyorsak ya da tüm parayı imama verip müezinini sen tut masrafları sen yap kârınıda et demiyorsak aile hekimlerinide bu sistemden kurtarmak gerekir.
Bağlı hasta sayısına bakılmaksızın eğer gerekiyorsa hasta memnuniyetine bakılıp ücretlendirme anlamlı olabilir.
Burada şunu özellikle belirtmek isterim bu kapsamda sağlık ocaklarını yani sosyalizasyon sistemini yeniden gözden geçirmek anlamlı olacaktır.
Sağlıkta önemli ve ucuz olan hastalıkları tedavi etmek değil insanların hasta olmasını engellemektir. Yani koruyucu hekimliktir. Sağlık ocaklarıda bu hizmeti uzun yıllar hakkıyla yerine getirmişlerdir.
Kişiler 1. basamakta muayene olmadan 2. basamağa gidememelidir. Politika olarak aile hekimlerine hasta sevketmeyin, ederseniz paranızdan keserim demekle belli garanti hasta sayısı üzerinden şehir hastaneleriyle anlaşma yapmak tam bir tezattır. Kural aile hekimlerinin baktığı hasta sayısını arttırmak ikinci basamakta bakılan hasta sayısını azaltmak olmalıdır. Sağlıkta tasarruf yapılacaksa bu aile hekimlerinin gelirinden değilde şehir hastanelerine verilen garanti ücretlerden olmalıdır.
2.basamak sağlık hizmetlerine gelince bunlarda önemli sorun yeterli ve kaliteli uzman hekim bulamamaktır. Ancal zorunlu hizmetle bu hastaneye gelen genç arkadaşlar fazla suya sabuna dokunmadan sürelerini doldurmak ve istediği başka yere yerleşmekle uğraşmaktadırlar. Performans sistemi son derece yararsız bir sistemdir.Hekimi sadece baktığı hasta sayısı üzerinden ücretlendirirseniz sağlık hizmetlerinde kalite kalmaz. Hastane başhekimleride kurum başarılarını baktıkları hasta sayısı üzerinden değerlendirir. Kalite daima devre dışı kalır. Bu kapsamda özel hastanelerde hastaların parasını kapmak için oluşturulmuş kurumlar değilde parası olan daha konforlu ve daha kaliteli hizmet veren kurumlar olarak görülmelidir. Hükümetler özel hastaneleri mutlaka denetlemeli ama sırf vatandaşa şirin görünmek için kötüleme yapan popülist yaklaşıma yönelmemelidir.
3. basamak hizmetleri eğitim hastanelerini kapsar. Bunlar üniversiteler ve şehir hastaneleridir. Üniversiteler hasta bakmakla birlikte aynı zamanda doktor ve uzman doktor yetiştiren kurumlardır. Bu kurumlarda hasta memnuniyeti kadar yetiştirilen kişilerin memnuniyetide önemlidir.
Üniversitedeki bir hoca devlet hastanesinde çalışan bir arkadaşından düşük ücret yada aynı ücreti alıyorsa yaptığı işi sorgular.Özel sektöre geçip daha çok para kazanma isteğini düşünür. Sağlık politikaları bunu önlemek için bazı önlemler aldılarsada bunlar yeterli değildir. Hastalar bir şekilde bu hocalara ulaşabilir ama bu hocalar eğitim fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu nedenle eğitim kurumlarındaki hocalar mutlaka ekonomik yönden desteklenmelidir. Ayrıca her İle bir eğitim hastanesi açmak iyi gibi görünse de yeterli ve yetkin hoca olmaması nedeniyle kalitesiz hekimlerin yetişmesine neden olabilir. Bunu ortadan kaldırmak için okul bittikten sonra merkezi bir yeterlilik sınavı gerekebilir. Yoksa insan sağlığı gibi önemli bir sorunu yetkin olmayan ellere bırakıp geri dönülmez sonuçlara ulaşabiliriz. Özellikle pandemi sonrası Tıp Fakültesi öğrencilerinin ileri derecede pratik eğitim eksikliği gözlenmektedir. Bu konuda iyi değerlendirilip mesleki yaşama başlayan hekimin her yönden yeterli olması sağlanmalıdır.
Bir diğer eğitim hastaneleride Şehir Hastaneleridir. Bu hastaneler tıp eğitimi vermemekte tıpta uzmanlık eğitimi vermektedirler.
2016 yılında kurulan şehir hastanelerinin 9 yıllık tarihi mevcuttur.
Sağlık hizmetlerini metalaştırıp yap-işlet-devret anlayışıyla özel sektöre sunulan şehir hastanelerinin tarihi iyice incelenmelidir.
Gerek devlet, gerek üniversiteler, gerek sağlık çalışanları ve gerek halk tarafından artıları ve eksileri iyice değerlendirilip düzenlemeler yapılıp yollarına devam etmelidirler. Bu şirketlere garanti hasta sayısı verilmesi ve hastaları bu hastanelere yönlendirme politikaları mutlaka değiştirilmelidir. Şehir hastanelerine hasta temini için Üniversite Hastanelerine kısıtlamalar getirilmesi asla düşünülmemelidir.
Çok büyük ölçekli şehir hastanelerinin yönetim sorunu, merkezden uzak olmaları nedeniyle ulaşım sorunu gibi önemli sorunları vardır.
Bitirmeden söyleyeceğim öneriler ise şunlardır.
İlaç tüketimini azaltma yolları bulunmalıdır.
Her türlü tıbbi cihaz, ilaç ve malzeme üretimine geçilmelidir.
Ülke için katkısı nedeniyle sağlık turizmi yapan kuruluşlar denetlenmeli ve desteklenmelidir.
Son olarak meslektaşlarım olan hekimlerin sorunlarını sıralamak isterim.
-Çok fazla hasta bakmak zorunda kalmaları
-Performans gibi adil olmayan bir sistem kurallarına göre ücretlendirilmeleri
-Bu ücretlendirmelerin emekliliklerine yansımaması
-İş güvenliğinin olmaması
-Zorunlu hizmetlerin olması
En önemli sorun ise hekimlerin tüm haklarını savunacak olan gerçek anlamda grev-toplu sözleşme haklarına sahip olan sendikalarının olmamasıdır.
Dr. Tayyar S. TAVŞANOĞLU - Özel Keşan Hastanesi
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.